“Akıl” olmadan asla!.. (1)
Yıllarca zihnimi meşgul eden ve sonunda cevabını bulduğum tüm insanlığı kapsayacak içerikte bir soru var: Acaba en basit sorunlarda bile neden asgari mutabakatlar sağlanarak çözümler üretilemiyor? Herkesin kendince doğruları ve çözüm yolları var ama herkesin kabul edebileceği seçenek bir türlü açığa çıkmıyor.
Aslında sadece ülkemizde değil, tüm dünyada sorunlar ayan beyan ortada ve biliniyor ama çözüm önerileri deyim yerinde ise havada uçuşuyor. Dolayısıyla farkında olmadığımız ‘bir şey’in açlığı içindeyiz sanki. Bu ‘şey’e her an ihtiyaç duyuyoruz ama bir türlü kavuşma bahtiyarlığına eremiyoruz.
Hararetli tartışmaların pek çoğunun, politik saflaşmaların ve ideolojik kamplaşmaların üzerindeki örtüyü hafifçe kaldırsak yine bu ihtiyaç duyduğumuz ‘şey’in eksiliği gözümüze batacak halde açığa çıkıyor. Ama yine eksik olan ne diye sorma zahmetine giremiyoruz.
Bireyden aileye, aileden tüm ülkeye ve ülkeden tüm dünyaya düşünce gözlüklerimizle kuş bakışı bakıp da bir gözlem yaptığımızda eksikliğini açık bir şekilde fark edeceğimiz bu gerçeğin ne olduğu ve bu eksikliği ortadan nasıl kaldırılabileceği ile ilgili de aydınların fazlaca bir çaba içinde olmadıkları apaçık ortada. Herkes doludizgin, ilk baharda karların erimesiyle kabarıp hırçınlaşan aktülate akarsularının üzerinde kendi düşünce kayıkları üstünde sürüklenip gidiyor adeta.
Aslında tarih boyunca tüm peygamberler, düşünürler, öncü liderler ve sanatçılar insan hayatında olmazsa olmaz önemi olan bu gerçeğin gelişimine katkıda bulunmaya çalıştı. Belki pek çoğu bunu açıkça ifade etmedi, ancak düşünme faaliyetlerini ve pratik yaşamlarını hep bu gerçeğe katkıda bulunma üzerine kurdular. Tarihte bıraktıkları pozitif etkilerle unutulmayanlar arasında yer alan insanlar hep bu gerçeği içselleştirmiş, yaşamlarında bunu ortaya koyma mücadelesi vermişlerdir.
Sadece konuşurken, yazarken, tartışırken değil, savaşırken bile bu gerçeği
içselleştirmiş olanların ortaya koyduğu performans, insanlık tarihi boyunca göz kamaştırmıştır. Bıraktıkları ortak miras, hep bu gerçeği anlatan örnek birer tablo olarak insanlığa armağan edildi.
Evet, bu gerçek nedir diye sabırsızlandığınızın farkındayım.
‘Akıl’dan bahsediyorum tabiî ki. Ve ‘kolektif aklın’ sorunların çözümünde tartışmasız sahip olduğu pozitif etkiden…
Biz insanları tüm diğer canlı varlıklardan ayıran en önemli özeliğin ‘akıl’ olduğu gerçeğini yaşamımız boyunca pek çoğumuz düşünmemiş olabiliriz. Ancak gerçeğin varlığı düşünülmemekle veya yok sayılmakla ortadan kalkmıyor, kaybolmuyor.
Yazının devamı Bekir HAŞİMOĞLU tarafından yayınlanan Moral Yazıları isimli kitapta yer alıyor.
Bekir HAŞİMOĞLU
E-posta: bekirhasimoglu@gmail.com