Çocuklarınızı yalnız yatırmaya alıştırın…

Çocuklarınızı yalnız yatırmaya alıştırın…

Uzmanlar, çocukların doğumdan itibaren yalnız yatmaya alıştırılması ve bu alışkanlıktan çeşitli bahanelerle vazgeçilmemesi gerektiğini belirtiyorlar.

Psikiyatri Uzmanı Sabri Yurdakul, anaokullarında geniş çapta yapılan araştırma sonucunda, çocukların yarıdan fazlasının sürekli anne-babaları ile birlikte yattıklarının anlaşıldığını belirterek, bu oranın ara sıra yatanlarda sayılırsa yüzde 90’lara ulaştığına dikkat çekti.

Ailelerin çeşitli nedenlerle çocuklarını yanlarında yatırdığını, bu durumdan şikayetçi olmalarına karşın çeşitli nedenlerle bu davranışı devam ettirdiklerini vurgulayan Yurdakul, şöyle devam etti:

“Anne-babalar, (kışın üşümesinler, üstleri açılmasın) diye, diğer zamanlarda ise (gece yalnız yatınca korkuyor, bizimle yatmak istiyor) diye çocuklarını yanlarında yatırmakta, ama bu davranış sonraki zamanlarda da devam etmektedir. Çocukların anne babaları ile yatma istekleri bir yere kadar anlaşılabilir bir istektir, ama bunun devamlılık arz etmesi onların psikolojik gelişimleri yönünden sakıncalıdır.”

Bağımlı olmasın

Bu durumun getirdiği başlıca sakıncanın, çocukların anne-babaya bağımlı hale gelmeleri ve yalnız yatmayı büyüklerinin kendisini sevmemeleri olarak algılamaya başlaması olduğunu anlatan Yurdakul, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halbuki çocukların doğumdan sonra odalarının ayrılması ve aile ile birlikte yatmaması gerekmektedir. (Aman çocuğum yanımda yatsın zaten onu fazla göremiyorum) ya da (bizimle yatmasının nasıl bir sakıncası olabilir?) diye düşünen ailelerin çocukları, ilkokul çağına geldiği halde aileleri ile birlikte yatma alışkanlığını sürdürmektedir. Sonuç olarak çocuklar, doğumdan itibaren yalnız yatmaya alıştırılmalı ve bu alışkanlıktan çeşitli bahanelerle vazgeçilmemelidir.”

Alışkanlıktan vazgeçirmek için

Bu alışkanlığın terkedilebilmesi için öncelikle çocukların belli saatte yataklarına yatırılmasını ve uyuyana kadar yanlarında oturulmasını öneren Yurdakul, “Uykuya dalana kadar ona masal anlatmak, masal kitabı okumak ya da masal kaseti dinletmek, uyuduktan sonra odasından çıkmak onların yalnız yatma alışkanlığını kazanmalarına yardımcı olacaktır” diye konuştu.

Anne babaların çeşitli taktikler izleyerek, çocuklarının bu alışkanlığı kazanmasını engelleyebileceklerine dikkat çeken Yurdakul, şu önerilerde bulundu:

“Gece uyandıklarında korkmamaları için hafif bir ışık odada açık bırakılmalıdır. Çocuğun gece kalkıp geldiği zaman, üşenmeden yataklarına geri götürülmesi gerekir. (Gece korkuyorum) diye geldiklerinde (ne var korkacak, hadi yatağına) demek, ya da (hadi gel yanımızda yat) demek yanlış bir davranış olacaktır. Bu nedenle çocukların yalnız yatmaya alıştırılmaları, ama bu alışkanlığın sürdürülmesi hem çocuklar hem de büyükler yönünden gerekli bir davranıştır.” http://www.e-kolay.net/bebek/haber.asp?MainID=2187&PID=2196&HaberID=262309

Çocuğun “baş düşmanı”

Çocuk acıkmadan çizgi film karşısında mama yedirmek, istemediği kıyafetleri giydirmek ve üzerine fazla düşmek gibi davranışlar onun kendine güvensiz birey olarak yetişmesine neden oluyor.

Bugün eğitimli anne babaların bile düştüğü en büyük yanlışın ”aşırı korumacılık” olduğunu ifade eden Doç.Dr. Erdal Atabek, aşırı korumacılığın çocuğun kişiliğini, bağımsızlığını ve kendine güvenini zedelediğini dile getirdi. Çocuğun bağımsızlığını 1-3 yaşları arasında kazandığını kaydeden Atabek, ”Biz buna birinci bağımsızlık meydan muharebesi diyoruz. İkincisi de ergenlikte yaşanıyor” dedi.

Bugün eğitimli anne babaların bile düştüğü en büyük yanlışın ”aşırı korumacılık” olduğunu ifade eden Doç.Dr. Erdal Atabek, aşırı korumacılığın çocuğun kişiliğini, bağımsızlığını ve kendine güvenini zedelediğini dile getirdi. Çocuğun bağımsızlığını 1-3 yaşları arasında kazandığını kaydeden Atabek, ”Biz buna birinci bağımsızlık meydan muharebesi diyoruz. İkincisi de ergenlikte yaşanıyor” dedi.

Çocuğun bağımsızlık istediğini, anne ve babanın ise bunun önüne geçtiğini belirten Erdal Atabek, ”Çünkü yürüyor, konuşuyor, çişini bezine yapmak istemiyor. Anne ve babanın verdiği yemeği yemek istemiyor. Kıyafeti giymek istemiyor. Ama, anne ve baba da kaygılı. Eğer çocuk yemezse hastalanacağını, hatta öleceğini düşünüyor. Bu da çocukta acıkma duygusunu yokediyor” diye konuştu.

”BİR ELDE KAŞIK, BİR ELDE TABAK”

Çocuğun henüz acıkmadan ”bir elde kaşık, bir elde tabak” sürekli olarak annesini karşısında gördüğünü belirten Atabek, yaşanan bu sıkıntıyı da, ”Çizgi film açılıyor, anne bir oradan, bir buradan çocuğa kaşığı uzatıyor. Çocuk da bunun karşılığında ağzında lokma biriktiriyor. Çünkü kendini savunmak için başka çaresi yok” sözleriyle anlattı.

Çocuğun tam bağımsızlığını kazanacağı bu devrede yapılan bu tür davranışların onların bağımsızlığına vurulan en önemli darbe olduğunu vurgulayan Atabek, şöyle konuştu:

”Bu aşırı korumacılık burada da bitmiyor. İlköğretim devresine gelen çocuğun öğretmeni seçiliyor. Evde matematik ödevlerini baba, sosyal bilgiler ve beceri ödevlerini anne yapıyor. Her sorun anne ve baba tarafından gideriliyor. Çocuk evleneceği zaman bile ne kadar başarılı olursa anne ve baba müdahale ediyor.

http://www.e-kolay.net/saglik/haber.asp?MainID=2187&PID=613&HaberID=229018