Kader adını duyduğumda

NİHAL B. KARACA

Kader adını duyduğumda “…oysa yönetmen ‘yazgı’ diye bir film yapmıştı” dedim. Sahi ‘kader’ ile ‘yazgı’ arasındaki fark neydi? Bu iki eşanlamlı sözcük, yönetmenin imgeleminde hangi ‘farklara’ tekabül etmekteydi?

‘Yazgı’ ortalama bir beyaz yakalının, bir gümrük muhasebecisinin etrafında dönüyordu. Albert Camus’un ‘Yabancı’sından esinlenerek çekilmiş film, ‘inisiyatif almayı reddeden’ ve başına gelen hiçbir şeye, hatta iki çocuklu bir kadının ölümünden sorumlu tutulmaya bile itiraz etmeyen genç bir adamın hayatla giriştiği garip, sinik bir oyunu ele almaktaydı. Yazgı’nın Musa’sı, bir tutkunun peşinde esir olmayı değil, ‘iyilik ve kötülük’ gibi ayrımlar üzerinden suçu; hak, hukuk ve adalet üzerinden cezayı keşfetmiş olan sistemler ve algılar karşısında bir pasif anarşist olmayı seçiyordu. Musa’ya göre asıl yenilgi savunmaya geçmek olurdu ve Musa hiçbir mevziyi savunmaya değer bulmuyordu.

‘Kader’in Bekir’i ise Yazgı’nın varoluşsal sorunlarının çok berisinde, Türk usulü bir kaderin pençesinde. Nam-ı diğer ‘felek’. Meyhane köşelerinde ‘kahpe’ sözcüğüyle sunturlanan.

Kader’de, kaderini sinsi sinsi gözetleyen bir Musa yok; aksine kaderinin akışına tutkuyla katılan bir Bekir var. Bekir de ilginç bir isim, ‘Bekir gibi bellemek’ diye bir deyiş vardır ya halk arasında. Bekir’in kaderiyle arasındaki ilişki böylesine bir ‘belleme’ üzerinden ilerliyor, bir dersi beller gibi belliyor içine düştüğü pençeyi, her köşesini tanıyor zamanla, ezberliyor. Bazen kim kimi taciz ediyor, kim kimin peşinde; karışıyor: Bekir midir kaderinin peşinde sürüklenen; kaderi midir Bekir’den çeken?..

Filmin, Zeki Demirkubuz’un C Blok’tan sonraki en görkemli, en ses getiren filmi Masumiyet’teki karakterlere ait bir başlangıç hikayesi olması, yönetmenin sadık hayranlarına yaptığı anlamlı bir jest aynı zamanda. Masumiyet’i izleyenler hapisten yeni çıkmış bir karakteri canlandıran Güven Kıraç ile ‘Bekir’i oynayan Haluk Bilginer arasındaki o uzun ve dramatik diyaloğu hatırlayacaklardır. Bekir’in, Derya Alabora’nın oynadığı Uğur’un ardında, o Sinop senin bu Kars benim nasıl dolaştığını, nasıl harap olduğunu anlattığı hikayeyi. Kader, bu büyük aşkın nasıl başladığını anlatıyor ve ‘Zagor adlı suça âşık bir adama âşık Uğur’a âşık olan Bekir’in, zincirleme trajedideki rolünü perdahlıyor. Kendi halinde halı dükkanı işleten genç bir adamın kendisine birazcık kur yapan kadına ölümüne âşık olup ‘hiçleşme’ halini.

Evlenen, iki çocuk babası olan; ama Uğur’un etrafında olma sevdasından bir türlü vazgeçemeyen, bu uğurda kurşunlanan ve bileklerini kesen bir adamın ‘hiçlik’ safhasında bu kadar diretmesi, ‘bu kadar aşkın bir anlamı olmalı’ eğilimindeki ben misal izleyiciye gerçek-üstü görünüyor, tabii, hikayenin sonunu, ‘Masumiyet’i de bildiğimiz için. Sıradan görüntüsünün altında ‘norm’lara değil kaderine teslim olmayı ‘seçen’ böyle bir adam, bu kadar ‘gerçek-üstü bir aşkla, belasını değil, olsa olsa Mevla’sını bulur diyorum; böylesine bir ‘acz’in, böylesine bir ‘yokluk’ halinin rotası nasıl olur da ‘aşkın’ olana evrilemez/çevrilemez, diye düşünüyorum; mademki ‘norm’ların ve normalin bu kadar uzağındayız ve mademki bu kadar bir ‘başka’lık söz konusu… Gelin görün ki, Demirkubuz’un ‘başka’sı başka. O, bir çırpıda yargılayabildiğimiz karanlık adamların dünyası ile kontrast yaratan ‘gerçek’ bir masumiyet arıyor yılmadan. Hem, belki de devreye başka bir aşk giriyor burada; mikro trajedilerden geçerek ‘varoluşun’ makro trajedisine dokunabilme arzusu.

Varoluş bu kadar trajik mi? ‘Sizin şer bildiğinizde hayır, hayır bildiğinizde şer vardır’ diyen ayete ve kaderin çizilmiş bir yol haritası üzerinde yaptığımız tercihler bütünü olduğunu söyleyen görüşe göre değil. Fakat kimi din bilginlerinin ‘yalnızca istemekte özgürüz, gerisi kader’ dediğini hatırladığımızda; ‘rüzgarın önünde savrulan kuru bir yaprak gibiyiz’ diyenleri anımsadığımızda, Bekir, ‘adrese teslim’ sadık bir kul gibi tezahür ediyor.

Rüzgarın önünde savrulan içi boş naylon poşetler, kahramanın yitirilmiş iradesini temsilen oradan oraya savruluyor.

24/11/2006

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=460088