BAĞIRSAK ALIŞKANLIKLARININ YENİDEN DÜZENLİ HALE GETİRİLMESİ
Birçok kişi iki ya da üç gün dışkılama yapamadığında endişelenmeye başlar. Tuvalete çıkamama durumu biraz daha uzadığında ise endişenin yerini panik hali alır. Ancak çoğu kez endişelenecek bir şey yoktur ve ciddi bir durum söz konusu değildir.
Bazı insanlar günde üç kez, bazıları ise haftada üç kez büyük abdeste giderler. Her iki durumda da kaygılanacak bir şey yoktur.
Kabızlık (konstipasyon):
Kabızlığın tam olarak ne olduğunun anlaşılması, barakların nasıl çalıştığının bilinmesiyle olur. Mideye giren besinler, tükürük ve mide salgıları ile karışarak yoğrulur ve sıvı hale geçerek bağırsaklara doğru ilerlerler. Bu sıvı, ince bağırsak kaslarının dalgalanma şeklindeki kasılmalarıyla ileriye doğru itilir. İçindeki vücut için gerekli besin maddeleri bağırsaklardaki salgılar tarafından daha küçük parçalara ayrılarak, bağırsak duvarından emilir.
Bu maddelerin kıvamı, içeriğindeki suyun geri emilmesine bağlı olarak, kalın bağırsakta yeniden koyulaşır ve geriye kalan sindirilemeyen besin artıkları, sindirimle ilgili salgılar ve bir miktar bağırsak bakterisi dışkı olarak atılır. Eğer kalın bağırsak işlevleri yavaşlarsa, çok fazla miktarda su geri emilir, birikme ve dışkılaşmada gecikme oluşur.
Kabızlık nedir?
Kabızlık dışkılama sıklığının azalması ve dışkılama sırasında güçlük çekilmesidir. Dışkılama sıklığı sağlıklı kişilerde farklılık gösterir ve kesin bir sayısı yoktur. Bazı kişiler günde üç kez bazıları ise haftada üç kez dışkı yaparlar. ayrıca bazı kişilerin dışkıları normalde de katı olabilir.
3 günden fazla süre ile dışkılama gerçekleşmediğinde dışkı sertleşir ve çıkışı ağrılı olabilirse de, bu durum daha sık tuvalete çıkanlarda da gerçekleşebilir.
Yanlış inanışlar
Düzenli dışkılama ile ilgili birçok yanlış inanış bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, her gün Dışkılamanın gerekli olduğudur. Bir diğeri, dışkı ile atılamayan atıkların vüçutta emildiği ve sağlığa zarar vererek insan ömrünü azalttığıdır. Bu yanlış bilgiler özellikle eski dışkılama alışkanlıkları değişen yaşlı kişilerde gereksiz yere laksatif ilaç kullanımına yol açmaktadır.
Çocuklarda kabızlık
Kabızlık çocuklarda sıktır ve yukarıda sıralanan nedenlerden bir tanesi sonucu oluşabilir. Bir hastalık nedeniyle ortaya çıkan kabızlığa çocuklarda çok nadir rastlanır ve en sık neden dışkılama alışkanlıklarının uygun olmamasıdır. Çocuğun popo bölgesinde ciltte çatlaklar oluşabilir. Bu çatlaklar kanayabilir ve ağrıyı arttırabilir. Bu nedenle çocuk tuvaletini yapmak istemez. Aile içindeki çatışmalar, okul yaşamındaki zorluklar, umumi tuvaletleri kullanmak ve oyunu bölmek istememesi kabızlığa neden olabilir. Bu durumlarda çocuğun 1-2 hafta tuvaletini yapamadığı olur ve dışkı bağırsak hareketleri tarafından itililemeyecek kadar sertleşebilir.
Yaşlılarda kabızlık
Yaşlılarda kabızlık, gençlere göre 5 kez daha sık gözlenir. Yenen yemeklerin uygun olmaması, yeterli sıvı alınmaması, egzersiz yapılmaması, başka hastalıklar nedeniyle kullanılmakta olan ilaçlar ve tuvalet alışkanlığının uygun olmaması kabızlığa yol açabilir. Özellikle tek başına yaşıyan yaşlılarda iştahın ve yemeğe ilginin azalması, dişlerin dökülmesi ve bu nedenlerle hazır gıdalarla beslenmeye ağırlık verilmesi lifli gıdalar bakımından fakir bir beslenmeye yol açmaktadır. Yatakta geçirilen sürenin artması (bir kaza veya hastalık nedeniyle) ve egzersiz yapılmaması konstipasyona neden olabilir.
Kabızlık ciddi bir tablo mudur?
Herkes kabız olabilir. Kabızlık sıklıkla geçicidir ve çok rahatsızlık verici olsa da, kabızlık genellikle ciddi bir tablo değildir. Ancak altta yatan ciddi bir rahatsızlığın ilk ve tek habercisi olabileceği ve bazı istenmeyen durumlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Kabızlık, daha önce bahsedildiği gibi çatlaklar ve hemoroidlerin oluşumuna neden olabilir. Çocuklarda ve yaşlılarda dışkının sertleşmesi sonucu dışkının kontrolü ortadan kalkabilir ve barsağın bir parçası dışarı doğru çıkabilir.
Ne zaman tıbbi yardım gerekir?
Kabızlık bulguları üç haftadan fazla sürmüşse veya kişiyi düşkün bırakıyorsa veya yukarıda bahsedilen komplikasyonlardan biri gelişmiş ise hekime başvurulmalıdır.
Başarılı bir tedavinin zaman ve çaba gerektirebileceği unutulmamalıdır.
Kabızlıkta tedavi:
Altta yatan bir nedenden dolayı kabızlık gelişmişse öncelikle altta yatan neden tedavi edilmelidir. Örneğin, tiroid bezinin az çalışması sonucu kabızlık gelişmişse, bu bozukluk tedavi edilmelidir.
İlaç kullanımı:
Kabızlığı hafif olan kişilerde ilaç kullanımı gerekmez. Ancak yukarıdaki önerilere rağmen kabızlığı düzelmeyen kişiler hekime başvurmalıdır. Hekime danışmadan herhangi bir laksatif kullanılmamalıdır.
Ağızdan veya lavman olarak kullanılan birçok laksatif ilaç vardır ve bunların etki mekanizmaları, yan etkileri ve kullanımları birbirlerinden farklıdır.
Son olarak: Kabızlık, çoğu zaman herhangi bir tehlike oluşturmadan kolaylıkla düzeltilebilen bir durumdur. Ancak bazen kabızlık, belirli bir hastalığın sonucunda oluşabilmektedir. Böyle durumlarda kişinin bağırsak alışkanlığı aniden değişir. Her iki durumda da hastanın yapması gereken hekime başvurması, hekim tarafından önerilmeyen bir ilacı kullanmaması ve sorunlarını hekimle tartışarak hekimin önerilerine uymasıdır.
Kabızlık bir hastalık değil, bir belirtidir. Ateş yükselmesinde olduğu gibi, birçok nedenden ötürü ortaya çıkabilir. En sık kabızlığa yol açan nedenler şunlardır:
Diyet: Bol miktarda hayvansal yağ (et, süt ürünleri, yumurta), rafine şeker (tatlılar) yiyenlerde ve lifli gıdaları (sebze ve meyveler, hububat) az yiyenlerde kabızlık gözlenebilir.
Dışkılamanın ertelenmesi: Dışkılamanın sürekli olarak ertelenmesi de kabızlıkla sonuçlanabilir. Bazı kişiler umumi tuvaletleri kullanmak istemedikleri için, bazıları ise çok meşgul oldukları için tuvalete gitmeyi erteleyebilirler. Çocuklar ise tuvalet eğitimleri sırasında oluşan stres nedeniyle veya oyunlarını bölmek istemedikleri için tuvalete gitmeyi erteleyebilirler. Bu durum kabızlığa yol açar. Vücuttan tuz kaybı: Kusma, kabızlık nedenleriyle veya böbrekler yoluyla gerçekleşen, vücuttan tuz kaybı kabızlığa neden olabilir.
Mekanik bası: bağırsaklardakı iltihabi bir durum, bir tümör, yapışıklık gibi nedenler kabızlığa neden olabilir.
Bazı ilaçlar: Özellikle narkotik grubu ağrı kesici ilaçlar, alimünyum veya kalsiyum içeren antasitler, spazm giderici ilaçlar, demir içeren ilaçlar, sara nöbetlerinde kullanılan antikonvülsan ilaçlar, hipertansiyonda kullanılan kalsiyum kanal blokerleri ve diger bazı ilaçlar kabızlığa neden olabilirler.
Bazı hastalıklar: İrritabl bağırsak sendromu, skleroderma, lupus, inme, sinir ve kas sistemi hastalıkları, omuriliği etkileyen bir nedenle sinirlerinde hasar oluşması, şeker hastalığı, parkinson hastalığı, tiroid bezinin az çalışması durumlarında kabızlık ortaya çıkabilir.
Laksatif ilaçların uygunsuz kullanımı: Birçokkişi kabızlık durumunda laksatif ilaç kullanımının tedavi edici olduğunu düşünür. Laksatif ilaçları kullanmaya alışmış olan kişiler bu ilaçlara bağımlı hale gelirler ve daha yüksek dozlar kullanmaya başlarlar. Bir süre sonra bağırsaklar duyarlılığını yitirir ve uygun şekilde çalışamaz. Laksatif ilaçların uzun süre ve sık kullanılması ile doğal vücut mekanizmaları bozulur.
Seyahat: Uzun mesafeli seyahatler sırasında yaşam tarzının, beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeni ile kabızlık gözlenebilir.
Gebelik: Gerek bağırsaklarda baskı yapması, gerekse gebelikte meydana gelen hormonal değişiklikler nedeniyle kabızlık ortaya çıkabilir.
Çatlak ve hemoraidler (basur): Dışkılama sırasında ağrı ortaya çıkaran bu durumlar kas spazmına ve dışkılamanın gecikmesine neden olur.
Kabızlıkta yapılacaklar ve yapılmayacaklar
Lifli gıdalardan zengin (kepek ve kepekli besinler), bol miktarda sebze ve meyve içeren dengeli bir beslenme uygulanmalıdır. Yiyecek olarak kabuklu meyveler, pişmemiş sebzeler, fındık ve ceviz gibi yemişler, erik, kepek ya da çavdardan yapılmış ekmek ve diğer mamüller, zencefilli kekler, ayran, yoğurt ve reçeller tercih edilmelidir. Sebze, meyve ve hububatın içinde bulunan lif vücudun sindiremediği bir maddedir ve atılması zor olan kuru, sıkı dışkının oluşmasını engeller. Tost, beyaz undan yapılmış ekmek, peksimet, koyu çay, muz, elma püresi, pirinç ve lop yumurtadan kaçınılmalıdır. Kabızlığa yatkın kişiler hiç lif içermeyen dondurma, peynir ve et gibi gıdalardan kaçınmalıdır.
Her zaman lokmalar iyice çiğnenmeli, yemekler acele edilemeden yenilmelidir.
Dişlerin bakımı ihmal edilmemeli, takma diş kullanılıyorsa yemek sırasında mutlaka takılmalıdır.
Güne kuvvetli bir kahvaltıyla başlanılmalı, düzenli yemek yenmeli ve öğün atlanmamalıdır.
Bol miktarda sıvı içilmesi bağırsak hareketlerini artırır. Günde yaklaşık 10 çay bardağı sıvı (su ve meyve suyu) içilmelidir. Mümkünse her yemekten önce büyükçe bir bardak su içilmelidir.
Düzenli olarak egzersiz yapılması bağırsak etkinliğini artıracaktır. Özellikle karın kasları zayıf olanlarda ve hamilelik sonrasında karın kaslarını güçlendiren özel egzersizler gerekebilir.
Tuvalet alışkanlığının yeniden kazanılması için her gün, özellikle sabah kahvaltısından sonra belirli bir süre tuvalette kalınmalıdır. Bu sırada dikkatin dağıtılması açısından gazete veya dergi okunması önerilebilir. Klozet yerine alaturka tuvaletlerin kullanılması dışkılamayı kolaylaştırabilir.
Dışkılama gereksinimi ertelenmemelidir. bağırsaklarda oluşan ir hareket hiçbir zaman engellenmemeli ve bir hareket hissedildiğinde hemen tuvalete gidilmelidir.
Sorunun daha da ağırlaşmasına yol açabileceğinden, hekime başvurmadan herhangi bir laksatif, müshil kullanılmamalıdır.
Alınan bu önlemlere rağmen dışkılama sağlanamazsa, bu durum dünyanın sonu değildir. Belki de gelecek sefer dışkılama sağlanabilecektir. Sağlıklı yaşam için günde mutlaka bir kez dışkılama gerekli değildir.

Kaynakça: http://www.saglikvakfi.org.tr/bağırsak.htm