Yelkenler fora, pupa yelken tam yol ileri: “Hedef 2023

AK PARTİ AR-GE ve GENÇLİK KOLLARI BAŞKANLIĞI tarafından yapılan “IŞIĞI YAK VİZYON 2023-HEDEF 2023″ konulu BLOG YARIŞMAS””ında Bekir HAŞİMOĞLU “Yelkenler fora, pupa yelken tam yol ileri: “Hedef 2023” yazısıyla 2. olmuş ve plaket ve ödülü, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından verilmiştir.

Hiç unutmam, 11 Eylül 2001 günüydü. Televizyonlar Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıyı son dakika haberi olarak veriyordu. Birkaç saatliğine gittiğimiz açık hava gezintisi dönüşünde aramızda bir tartışma başlamıştı.

Recep Tayyip ERDOĞAN’ı RP İstanbul il başkanlığından itibaren gelecekte en etkili lider olarak gördüğüm ve şiir okuduğu için aldığı hapis cezasına rağmen hiç ama hiç Ümitsizliğe düşmediğim için her fırsatta güzel günler geleceğine dair düşüncelerimi açıklamaktan geri durmuyordum. Mezkûr tarihlerde Türkiye çok sıkıntılı bir süreçten geçiyordu. Malum ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik sadra şifa bir gelişme olmuyordu. İdeolojik kamplaşmalar ve politik saflaşmaların siyaseti ablukaya aldığı bu dönemlerde milletin kalbinde mümtaz bir yeri olacak lider ihtiyacı kendini açık bir şekilde hissettiriyor ve bugünleri işaret eden çeşitli gelişmeler oluyordu.

İşte bu gezi dönüşünde kendimi böyle bir tartışmalı sohbetin içinde bulmuştum. “Neden tek alternatif olarak Tayyip ERDOĞAN’ı görüyorsun?” sorusuna muhatap olmuştum. Verdiğim cevabı çok iyi hatırlıyorum: “Neden mi, aslında bunun cevabı çok net ve açık. Hep suni, zaman kaybettiren konularla meşgul ediliyoruz. Hep birlikte şahit olacağız ki, Tayyip ERDĞAN’la birlikte asıl ve gerçek gündemimize döneceğiz, gelişerek değişmenin nimetlerine hep birlikte sahip olacağız.” Şeklinde bir cevap vermiştim. Aslında ülkemize dair yıllardır gönlümde yaşattığım aşk, heyecan, azim, kararlılık, muvaffakiyet ve ümit dolu bir hikâyem vardı. Hikâyemin asıl kahramanı ise Recep Tayyip ERDOĞAN’dı. O günden itibaren ülkem hakkında çok kaygılandım ama çok şükür ümitlerimin büyük ölçüde gerçekleştiğini gördüm. Hafızamızı kısa bir süre için tazelersek 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri öncesi ve sonrasında gündemi nelerin işgal ettiğini hatırlar ve 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri’ne giderken gündemi belirleyen konular arasında bir karşılaştırma yaparsak gerçeği açık seçik bir şekilde görürüz. Bir zamanlar “laiklik tehlikede” mavalıyla temel hak ve özgürlükler kısıtlanarak illegal yapılanmalara yol veriliyor, ‘cambaza bak” denerek bankalar hortumlanıyor, Türkiye ekonomik krizlerin içinde adeta boğuluyordu. Şimdi ise Türkiye’nin sorunlarından çok 2023’e doğru gerçekleştirmek istediği hedefleri konuşuluyor, tartışılıyor ve alternatifler sunuluyor. Zira yıllar önce kangren gibi görülen pek çok sorun bugün büyük ölçüde çözülmüş olduğunu görüyoruz. Sadece sağlık alanında hayata geçirilen uygulamalar bile tüm dünyaya model teşkil edecek nitelikte ve niceliktedir.

 “ ‘Lider’ tahayyül ve gerçekleri görerek belli bir hedefe kendisini kilitleyen, bu hedefe ulaşmak için yılmadan azim ve kararlılıkla mücadele eden, en karamsar anlarda bile kendisini adadığı ideale ulaşmak için motivasyonunu yitirmeden toplulukları harekete geçirip, organize edebilen kişidir.” Yalçın AKDOĞAN

O günlerde taşıdığım düşünce ve hisleri bugün çok daha yoğun bir şekilde yaşıyorum. Anlıyorum ki, bir milletin her sahada muvaffakiyetinin ilk şartı, her yanı ve yönüyle kendinden saydığı bir lider ve kadrosuna sahip olmasıdır. Lider aynı zamanda bir kaptandır. Bu gerçek, ünlü bir sözde ifadesini bulduğu gibi “Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz”. Sekiz buçuk yılda ‘engelleme’lere rağmen sağlanan olumlu gelişmeler ve gelecek için ortaya konan yüksek idealler, gemimizin usta bir kaptana, gerçek bir lider ve kadrosuna, Allah’a çok şükür, kavuştuğunu gösteriyor. Ancak bazen insanlar acelecilik hatasına düşer ve bu hata olumlu gidişata negatif etki yapar. Bugün kendimizde bu aceleciliği de görmüyoruz. Millet olarak iyi, doğru ve güzel geleceğin çok uzakta olmadığını, yapılacakların teminatı yapılanlar olduğunu biliyor, belki de Hikmet-i İlahî gereği ‘istemezük’ tayfasının söylemlerinden ve yapılan ‘engelleme’lerden anlıyoruz.

Sekiz buçuk yılda adeta düğümlenmiş ve çözülmesi imkânsız gibi görünen sorunların büyük ölçüde halledilmiş olduğunu gördük. Millî gelirde sağlanan artış, İMF’ye öden borçlar, Merkez Bankası’nda oluşan 95 milyar doların üzerinde döviz rezervi çok şey anlatıyor. Ekonomiden sağlığa, eğitimden sosyal yardımlara, tarımdan ulaşıma, toplu konuta, demokratikleşmeden dış politikaya, adalete, savunma ve güvenliğe, enerjiden kültür ve turizme, sosyal güvenlikten kadın ve aileye, gençlik ve spordan engellilere kadar pek çok konuda yapılanlar, uluslar arası alanda model olabilecek reformlar ve devasa yatırımlar, hasılı sağlanan istikrarlı gelişmeler saymakla bitmeyecek kadar çok. Bu hizmetler, hiç şüphesiz Cumhuriyet serencamına yenilerini eklemekten öte, ‘engelleme’ler dikkate alınırsa “çok daha fazlası yapıldı” demek daha uygun düşer.

12 Haziran 2011 genel seçimlerine gidilirken, R. Tayyip ERDOĞAN liderliğindeki AK PARTİ, 2023’e kadar Türkiye’yi dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi yapmayı hedefliyor. En başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır gibi şehirlerde büyük yatırımlarla gerçekleşmesi planlanan devasa “çılgın” projelerle seçmen karşısına çıkan AK PARTİ, 500 milyar dolar ihracat yapan, tarımda dünyanın ilk beş ülkesinden biri, dünyanın en büyük on limanına sahip olan, millî tank üretimini de kapsayan güçlü, yerli savunma sanayisine sahip, yerli uçak ve oto üretimini de içine alan ileri ve yüksek teknolojik ürünlerin üretim ve ihracatını yapan; tarihi hakikatleriyle uyumlu, millî ve manevi değerlerine bağlı, toplumsal barışı büyük ölçüde sağlamış, gerçek anlamda mutlu insanların ülkesi yapmak için, tabir uygun olursa, ‘kolları sıvamış’ görünüyor. Bunu “çıraklık ve kalfalıktan sonra ustalık dönemi” olarak görüyor. Hasılı AK PARTİ,  Hedef 2023” diyor. Elbette bize de “Yolunuz açık olsun, Allah yar ve yardımcınız olsun” demek düşüyor. Ancak, burada şunu da bilmeliyiz. Bir milletin ilerlemesi için sahip olunan maddi olanaklar hiç şüphesiz bir araçtır. Millet olma hakkını verebilmek için tüm insanlığa örnek teşkil edecek büyük, tüm dünyaya çok pozitif anlamlar katacak, hayatı yaşamaya değer kılacak, aşk, vecd ve yeniliklerle dolu âlemşümul bir ideale sahip olmak gerekiyor. Bu ideal hiç kuşkusuz adil, hilesiz ve savaşsız bir dünya kurmak olmalıdır. İşte sağlanan tüm maddi alandaki gelişmeler böyle bir mefkûre ile taçlandırıldığında gerçek anlamda hem kalıcı hem de tüm insanlığın gelişim sürecine katma değeri olacak ve işte o zaman Türkiye dünyada tartışmasız mümtaz bir konuma yükselecektir. 

 “Hedefini, nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir.” David Star JORDAN

Her siyasi hareket için ilk 10 yıl gelecek dönemlerin işaretleriyle doludur. AK PARTİ’nin, dünyada başka bir siyasi harekete pek nasip olmayacak şekilde kuruluşunun 10. yılında “çıraklık ve kalfalık” şeklinde ifade edilen dönemi üstün başarıyla tamamladığı herkes tarafından bilinen ve kabul edilen bir gerçektir. Geçen 10 yıl, gelecek 10 yıl ve sonrası için, yani “ustalık” döneminde mükemmel işlerin ortaya çıkacağı, “Hedef 2023” projelerinin büyük ölçüde gerçekleşeceği işaretleri ile dolu olduğu anlaşılıyor. R. Tayyip ERDOĞAN’ın Başbakanlığında AK PARTİ Hükümeti Cumhuriyetin 100. yılında koyduğu bu hedeflere ulaşabilir mi? Bir hedefin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda değerlendirme yapabilmek için geçmişte yapılan icraatların referans olarak alınması gerçekçi bir yöntem olur. Yani, ‘yapılanlar hiç şüphesiz yapılacakların teminatıdır’. Dünyada, başta ABD olmak üzere pek çok Batı ülke ekonomisini sarsan küresel ekonomik krizde Türkiye’nin gösterdiği takdire şayan performans, 2023 hedefleri hakkında bize çok somut ipuçları vermektedir. Özellikle somut, anlaşılabilir, ulaşılabilir, gerçekleşebilir bir hedef belirlenmiş, ülke gerçeklerinin üzerine inşa etme planı çok olumlu ve ümit vericidir. Ancak gerek dünyadaki şartların ve özellikle İslam ülkelerindeki kaygı verici malum olayların bu hedefe ulaşmada önemli sorunlara sebep olabileceği gerçeği de göz ardı edilmemelidir. İslam ülkeleri konusunda bugüne kadar sürdürülen dış politika yakın komşularımız konusunda da tercihini her zaman halklardan yana yapması sorunların çözümünde olumlu katkı sağlayacağı bilinmelidir.

 “Ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldıranlar, geleceği önceden okumasını bilen liderlerdir.” Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN

“Hedef 2023”ün gerçekleşmesi için olumlu ekonomik gelişmelerin hızla artarak devam etmesi bir mecburiyet. Türkiye ekonomisinin önünde en dikkat çekici cari açık ve istihdam sorunu var. Finansmanında herhangi bir sorun olmasa ve “münferit” bir artış olduğu belirtilse de, mart ayında nerdeyse iki katına çıkan cari açık verilmesinde tabi ki kamu yönetiminin doğrudan bir etkisi yok. Neticede verilen cari açığın arkasında yapılan ithalat var. İthalatı yapan ise devletten çok özel sektör ve bankaların aldığı dış krediler. Mart ayında cari açığın fazla artmasına hızlı büyümenin ve enerji fiyatlarındaki artışın ve yabancı şirketlerin yıllık temettü transferlerin mart ayında yapmış olmalarının etkisi olduğu belirtiliyor. Kamuda bir açık sorununun olamadığı, bunun da nedeninin ithalattan alınan yüksek vergiler olduğu ifade ediliyor. Ancak burada kamu yönetiminin bugüne kadar olduğundan daha etkin bir şekilde disiplini elden bırakmaması, özellikle tasarruf konusuna daha çok önem verilmesi gerekiyor. Zira borçlar özel sektörün ama özel sektörde yaşanacak bir kriz ve bozulma çok kısa sürede kamuyu etkisi altına alması kaçınılmazdır. Bazı özel sektör kuruluşlarının birikimlerini yurt dışındaki bankalara yatırıp, yine yurt dışından kredi aldıkları ve bu şekilde ekonomik göstergelerin bozuk görünmesine çalıştıkları söylentileri de yabana atılmamalıdır. Bu ve daha pek çok önemli nedenlerden ‘Kamuya kesintisiz disiplin, özel sektöre ayrımsız denetim’ temel bir kural olarak benimsenmelidir.

Son veriler istihdam konusunda da çok olumlu gelişmelerin olduğunu gösteriyor, işsizliğin gerilediği görülüyor. Ama bu olumlu verilerin “Hedef 2023” açısından hiç de yeterli olmayacağı bilinmelidir. İstihdamı artırmanın en etkili yolu hiç şüphesiz üretimden ve ihracattan geçiyor. Türkiye’nin uluslar arası alanda etkin bir ekonomik güç olması, ilk 10 arasına girebilmesi için bilişim teknolojileri ağırlıklı ileri teknoloji ve yüksek sanayi üretimi ve ihracatını hızlandırması gerekiyor. İleri teknoloji ve yüksek sanayi üretimi hem ihracatı hem de gelecekte cari açık riskini ortadan kaldıracak hem de işsizliği en alt seviyelere düşürecektir.

“Tam bağımsızlık günümüzde her şeyden önce iktisadî (ekonomik) bağımsızlığı elde etme ile olur. Buna karşı kültürel bağımlılık, dışa karşı mecbur kalmak bir milletin bağımsızlığına gölge düşürür. Bu durumda olan milletlerin gerçek anlamda bağımsız olduğunu söylemek güçtür.” Mehmet Zahid KOTKU

Ekonominin gelişim ve istikrar süreci ivme kazanarak devam etse de aslında “Hedef 2023”ün gerçekleşebilmesi Anayasa’nın değiştirilmesine bağlı. Her gün gündemi işgal eden, ülkenin ufkunu karartan birçok sorun var. Terör bunların başında geliyor ve sosyal barışı zedeleyen, kolektif toplum bilincine negatif etki yapan, çoğu Anayasa’dan kaynaklanan bir yığın meselemiz var. Bu sorunların bir an önce ortadan kalkması için hiç şüphesiz yepyeni bir Anayasa gerekiyor. İleri demokrasilere uygun; temel hak ve özgürlükleri koruyan, farklılıklara toleranslı, evrensel hukuku, ülke ve dünya şartlarını dikkate alan; hükümdar devleti değil, hizmetkâr devlet anlayışını esas alan, haksızlığa yol vermeyen ama haklıyı koruyan bir Anayasa, “Hedef 2023” yolcuğunda en önemli kilometre taşı olacaktır.

 “Hukukun üstünlüğüne dayanan devletin koordinasyonunda adaletin\”görünen eli olmadan, pazar ve demokrasinin görünmeyen eli görevini hiçbir zaman yerine getiremez.” Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN

Yepyeni bir Anayasa ile “beraber” “bu yollar”daki “yürüyüş”, ülkede huzur ve istikrar ortamının oluşmasını sağlayan sağduyu sahibi bir siyaset, uluslar arası ilişkilerde çatışmadan uzak, yapıcı sonuç almaya matuf bir diplomatik anlayışla daha hızlı, daha sağlam ve emin adımlarla  “Hedef 2023”e doğru yolculuk devam edecektir.

Şimdi, Türkiye “Kaptan”ı, “Mürettebat”ı ve “Yolcular”ıyla hazır. 12 Haziran’da hep birlikte, yüksek sesle: “Yelkenler fora, pupa yelken tam yol ileri: “Hedef 2023” diyebiliriz…

Niye mi?  Tabi ki, “İSTİKRAR SÜRSÜN, TÜRKİYE BÜYÜSÜN” diye!..

Bekir HAŞİMOĞLU

E-posta: bekirhasimoglu@etkilisozler.com

www.twitter.com/BekirHasimoglu

AK PARTİ AR-GE ve GENÇLİK KOLLARI BAŞKANLIĞI tarafından yapılan “IŞIĞI YAK VİZYON 2023-HEDEF 2023″ konulu BLOG YARIŞMASI”nda Bekir HAŞİMOĞLU “Yelkenler fora, pupa yelken tam yol ileri: “Hedef 2023” yazısıyla 2. olmuş ve plaket ve ödülü, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından verilmiştir.